DSM-5’e göre, Paranoid Kişilik Bozukluğu, aşağıdaki tanı ölçütlerine sahip bir kişilik bozukluğu türüdür:
- En az dört belirgin özelliğin varlığı: Bu özellikler, genellikle erken yetişkinlik döneminde ortaya çıkar ve farklı durumlarda kendini gösterir.
- Sürekli olarak başkalarının davranışlarını kötü niyetli olarak yorumlama ve başkalarına karşı sürekli güvensizlik ve kuşkuculuk sergileme örüntüsü.
- Temelde herhangi bir somut delile dayanmaksızın, başkalarının kendisini sömürdüğünden, kendisine kötülük yaptığından veya kendisini aldattığından şüphelenme.
- Arkadaşlarının veya iş arkadaşlarının kendisine olan bağlılığı veya güvenilirliği hakkında gereksiz kuşkular taşıma.
- Başkalarına sır vermek konusunda isteksizlik, çünkü söylediklerinin başkaları tarafından kötüye kullanılacağı veya kendisine karşı kullanılacağı korkusu.
- Sıradan sözlerden veya olaylardan alınma veya küçümsenme korkusuyla, aşağılanmış hissetme.
- Sürekli olarak kin besleme (örneğin, hakaretleri, aşağılayıcı sözleri ve küçümsemeyi affetmeme).
- Başkalarının davranışlarını anlaşılmaz bir şekilde kişiliklerine veya saygınlıklarına bir saldırı olarak algılama ve bu tür davranışlara ani öfke veya saldırganlık tepkisi verme.
- Partnerinin sadakatsizliği hakkında tekrarlayıcı ve temelsiz şüpheler taşıma.
Bu belirtiler, başka bir nedenle ortaya çıkmamalıdır ve bu tanı kriteri tüm kişilik bozuklukları için geçerlidir.
Paranoid Kişilik Bozukluğu’nun temel özelliği aşırı şüpheciliktir. Kişi, başkalarının davranışlarını genellikle kötü niyetli, tehdit edici, sömürücü veya aldatıcı olarak yorumlar. Sürekli olarak başkaları tarafından zarar göreceği veya istismar edilebileceği beklentisi vardır. Delil olmadan arkadaşlarının ve iş arkadaşlarının sadakatini ve dürüstlüğünü sorgular. Duygularını dışsallaştırır ve başkalarına yansıtma savunma mekanizmasını kullanır, yani kendi olumsuz düşüncelerini başkalarına atar. Ayrıca kendini gerçekçi ve tarafsız bir şekilde gördüğünü iddia edebilir, duygusal olarak sınırlı ve duygusuz bir izlenim verirler. Hoşgörü eksikliği gösterebilirler, güç ve statüye saygı duyarlar ve zayıf, hastalıklı, engelli veya kusurlu insanları küçümseyebilirler. Sosyal ortamlarda işten anlıyormuş gibi görünebilirler ve diğer insanlarda sıklıkla korku ve çatışma duyguları oluşturabilirler.